24 Ekim 2010 Pazar | By: Necmettin Tetik

“DISNEY ON ICE” DISNEYLAND MACERASI!

Çocukluğumda en sevdiğim şeylerin başında çizgi film izlemek gelirdi. Öyle güzel ve sihirli bir dünyaydı ki içine girmek ve orda kalmak isterdim hep! Neler neler yoktu ki o büyülü krallıkta… Bir çocuğun isteyebileceği herşey ve fazlası vardı. Bizler, yani 80’lerde çocuk olanlar daha iyi hatırlar; O dönemin herşeyi farklıydı. Oyunlarımız, arkadaşlığımız, siyah-beyaz televizyon dönemi ve ilk çocukluk kahramanlarımız….

Kendi büyüdüğüm dönem olduğu için söylemiyorum ama 80’ler gerçekten çok farklıydı. Nasıl derler… “BİZLER, ÇOCUK GİBİ ÇOCUKTUK…” Yoklayın lütfen hafızanızı… Kimler geldi geçti (mi acaba) anılarımızdan… Nielsen ve uçan kaz, Yakarı, Clementine, Voltron (Voltran Voltran Voltran diye az bağrınmadık hani!), Superman, Şirinler, Hayalet Avcıları, Red Kit ve tabii ki Walt Disney’in unutulmaz kahramanları…
      
                 
Ben Mickey’le Minnie’yi hep evli zannederdim ufakken… (Allahtan daha sonra evlendiler nihayet!) Hele Donald Duck’la Daisy’e bayılırdım! Goofy o kadar tatlı bir salaktı ki sakar köpeği Pluto ile olan maceralarına gülmekten katılırdım! “Keşke, keşke derdim şu televizyondan beni bir çağırsalar da yanlarına gitsem… Onlarla doyasıya oynasam, onları ne kadar sevdiğimi söyleyebilsem!”

Hele ki masal zamanı kendimden geçerdim! Yakışıklı prensin gelip Pamuk Prensesi kötü kalpli cadıdan kurtarması, Peter Pan’ın “Olmayan Ülkesi” (Neverland), Deniz Kızı’nın hikayesi… Sonra zaman büyüdü ve Disney ailesine de yeni kahramanlar katıldı… Oyuncak Hikayesi, İnanılmaz Aile derken çocukluğumun en güzel fotoğraf albümüne yeni yeni resimler eklendi.

                            
Ve soğuk bir İzmir gecesinde uzun yıllar sonra tüm bu kahramanlarla hayatımın en sıcak karşılaşmasını yaşadım! “Disney On Ice” belki de hayatımda gördüğüm en güzel ve özel gösterilerden biriydi…

Kahraman faremiz Mickey Mouse, Minnie, Mickey, Daisy, Donald, Pluto ve Goofy ve arkadaşları yeniden karşımdaydı! Üstelik macera yolculuğunun adresi bu defa Disneyland’dı! Konu aslında bildik, tanıdık ama binlerce kere izlenecek türdendi…

Sevimli kahramanlarımız Disneyland’e gitmeye karar veriyor. Ancak her masalda olduğu gibi bu masalda da bir Kötü Kalpli Kraliçe ortaya çıkıyor. Kahramanlarımız Disneyland’e doğru yola çıkarken, Kötü Kalpli Kraliçe de Sihirli Krallığı 100 yıllık uykuya yatıracak olan bir sihir hazırlıyor. Büyük bir talihsizlik yaşayarak bu büyünün etkisi altına giren Minnie ve Donald’ı bu sihirin etkisinden kurtarmak da tabii ki Mickey ve arkadaşlarına düşüyor!

     
İzleyicilerin de yardımıyla Minnie ve Donald’ı kurtarmaya çalışan ekip, maceraya konuk olan İnanılmaz Aile’nin ve diğer Walt Disney karakterlerinin de yardımıyla Kötü Kalpli Kraliçe’nin yaptığı büyüyü sonunda bozuyor ve Disneyland, bir kez daha dünyanın en mutlu yeri oluyor.


Gösteri tek kelimeyle muhteşemdi! Ama keşke başka Disney karakterleri de bu sihirli maceraya girebilseydi diye geçirdim içimden… Bir de Halkapınar Arena’nın sarp bir uçurumu andıran oturma yerleri, daracık plastik koltukları ve gösteriye ulaşabilmek için trafikte geçen sıkıntılı saatleri de unutmadığımı hemen eklemek istiyorum satırlarıma!

Uzun yıllar sonra çocukluk kahramanlarımla yeniden karşılaşmak ve bir Peter Pan olarak bu hikayeye katılmak tek kelimeyle muhteşemdi!
Tüm bu kahramanları hala çılgınca seviyorum. Dünya zamanıyla her geçen gün büyüyoruz ama ben inatla büyümemeyi seçenlerdenim galiba!..
Necmettin Tetik



0 yorum:

Yorum Gönder

Blogger tarafından desteklenmektedir.