24 Eylül 2010 Cuma | By: Necmettin Tetik

BİR DAMLA TEBESSÜM

Sorunlarla çepeçevre kuşatıldık!

Kadınız-erkeğiz, genciz-yaşlıyız, anneyiz-babayız-çocuğuz, zenginiz ve yoksuluz… İşimiz var, çoğumuzun yok! Her birimiz için sayısız tasa kuyruğa girmiş vaziyette… Dur-durak bilmiyorlar! Hani şarkıdaki gibi; ‘Arkası gelmez dertlerimin…’

Sahi, arkası gelmez mi?

Her sabah, gecenin yorgunluğunu taşımak, her akşam günün stresiyle ezilmek!

Yanlış mı? Öyle yaşamıyor muyuz? Yetmezmiş gibi bir de eşin-dostun sorunları!

Yok arkadaş, bu böyle olmaz. Daha doğrusu olmamalı. Her gün, her an ve her saniye asık suratla dolaşılır mı? Tamam, anladık; Kaşlarımız birbirini çok seviyor! İlk fırsatta kucaklaşmak için fırsat kolluyorlar! Bir de gözlerimiz pek sulu… Ha desek, damla damla ihraç edecek yaşlarını!

El-insaf!

Hiç duymadınız mı, gülünce yüzümüzdeki cümle kasların jimnastik yaptığını! Bazılarımıza, gülmemiz koşuluyla verilen gamze mucizesinden de mi haberiniz yok? Koskoca bilim adamları, ‘Mutluluk Hormonu’ diye bir keşifte bulundular. Kullanım kılavuzuna da ihtiyaç yok çünkü tebessümle salgılanıyormuş…

Şimdi bahar zamanı… Hem de ilk olanı!

Ağaçlar öncülük ediyor insanoğluna. Tüm tabiat, koro halinde haykırıyor ‘Sevme vakti!’ diye… Yaş kısıtlaması yok el ele tutuşmak için! Çocukların saçını okşamak hangi bedele sığar? Küçük yürekler, sevgi satıyorlar… Hem de ücretsiz!!!

Ana duası nasıl alınır?

Nasıl ferahlatır bir çift mutlu göz karşısındakini, rengi ne olursa olsun! Aynı Tanrı’nın çocuklarıyız… Bir Pınardan çıkan su tanecikleri gibi…

Yokluk, işsizlik, enflasyon, ÖSS, yağmur-çamur, kar-fırtına… Bunların hepsi tamam da; ‘SENİ SEVİYORUM’ demek çok mu zor? Karşınızdakinin ille de sevgiliniz olması gerekmiyor!

Aynanın karşısında başlayın antrenmana…


Necmettin TETİK


Necmettin TETİK
Blogger tarafından desteklenmektedir.